Suriye uçağımızı nasıl düşürdü?

Suriye uçağımızı nasıl düşürdü?

Genelkurmay Başkanlığı düşürülen uçağımızın son sürat uçarken bir füze tarafından düşürldüğünü açıkladı.

Genelkurmay Başkanlığı, Suriye tarafından vurulan Türk jetinin enkazının tespiti ve şehit pilotlarının deniz dibinden çıkarılmasına ilişkin olarak yürütülen çalışmalarla ilgili en kapsamlı açıklamayı dün yaptı. 

Yapılan açıklamada, şehit pilotların naaşlarının, Suriye sahilinden 8.6 mil açıkta bulunduğu belirtilti. Pilotların naaşlarının çıkartıldğı bildirilen açıklamada, uçağa ait parçaların çıkarılmasının ise sürdüğü ifade edildi. Açıklamada, bin 260 metre derinlikte, toplam 17 hat üzerinde toplam 197 saat arama görevi icra edildiği ve deniz dibinde sekiz ayrı parça tespit edildiği ifade edildi. Bu arada uçağın denizden çıkarılan parçalarının ve pilotların naaşlarının tespitinden sonra Ankara’da yapılan ilk değerlendirmelerde, Türk jetinin bin 200 kilometreyi aşkın bir süratle giderken füze tarafından vurulduğu, uçaksavar tarafından vurulmasının imkansız olduğu belirtiliyor. Genelkurmay Başkanlığı, 22 Haziran’da Malatya’dan kalkan ve Türkiye’nin radarlarını test etmek amacıyla alçak uçuş yaptığı sırada Suriye hava savunma unsurları tarafından uluslararası sularda düşürülen RF-4E tipi jete ilişkin en kapsamlı açıklamayı yaptı. Genelkurmay Başkanlığı’nın internet sitesine konulan açıklamada, Yüzbaşı Gökhan Ertan komutasındaki jetin düşürülmesinden 12 gün sonra naaşlarına ulaşılan pilotlar hakkında detaylı bilgi verildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi:

Yoğun olarak arandı 

“22 Haziran’da Doğu Akdeniz’de, uluslararası hava sahasında, Suriye tarafından düşürülen Hava Kuvvetleri Komutanlığı’mıza ait RF-4 uçağı ile temasın kesilmesini müteakip derhal başlatılan arama kurtarma faaliyetleri günlük olarak Genelkurmay internet sitesinde yayımlanmış, 28 Haziran’da yapılan açıklama ile ayrıca kamuoyu bilgilendirilmiştir.
22-26 Haziran arasında; Deniz Kuvvetleri Komutanlığı koordinatörlüğünde, 1 fırkateyn, 1 hücümbot, 1 karakol gemisi, 2 sahil güvenlik botu, bir uçak, dört arama kurtarma helikopteri ile yüzey araması şeklinde icra edilen arama kurtarma faaliyetlerinde; uçağın düştüğü bilinen bölgedeki hakim akıntı ve rüzgar durumu da dikkate alınarak, suüstü ve hava unsurlarının katılımıyla, toplam 70x23 mil karelik saha sistematik/yoğun olarak aranmıştır.

30 kalem malzeme 

Söz konusu aramalar neticesinde, uçağa ait olduğu değerlendirilen 30 kalem malzeme su yüzeyinden toplanmıştır. 26 Haziran’dan itibaren yüzey araması sonlandırılarak, bölgeye intikal ettirilen ve yandan taramalı sonar kabiliyetine sahip, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’mıza ait TCG Çeşme hidrografi gemisi, Seyir Hidrografi ve Oşinografi Daire Başkanlığı’nın uzman personelinin de iştiraki ile deniz dibinde enkaz arama faaliyeti icra etmiştir. Uçağımızın düştüğü ve uçağımıza ait olduğu değerlendirilen malzemelerin bulunduğu bölgede yoğunlaşarak yapılan dip taramasında, ortalama bin 260 metre derinlikte, toplam 17 hat üzerinde, 8 gün, 5 saat (toplam 197 saat) arama görevi icra edilmiş ve deniz dibinde sekiz ayrı parça tespit edilmiştir.
3 Temmuz günü R/V Nautilus araştırma gemisi ve 3 bin metre derinlikten su üstüne çıkarma teçhizatına sahip Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’mıza ait TCG İnebolu gemisi bölgeye intikal ettirilmiştir. R/V Nautilus araştırma gemisi, TCG Çeşme tarafından sonar ile koordinatları belirlenen mevkilerde 3-4 Temmuz tarihlerinde doğrudan belirlenmiş noktalarda görüntülü dip araması icra etmiş ve uçağa ait bazı parçalara ve pilotlarımızın naaşlarına ulaşılmıştır.

Koordinatları verdi 

Pilotlarımızın naaşlarının; TCG Çeşme’nin dip araması neticesinde tespit ettiği enkazın bulunduğu mevki civarında, Suriye sahilinden 8,6 deniz mili mesafede, 35 48.3079 Kuzey, 35 37.9357 Doğu ve 35 48.2877 Kuzey, 35 37.9274 Doğu koordinatlarında bulunduğu tespit edilmiştir. Pilotlarımızın naaşları, 5 Temmuz’da denizden çıkarılarak Malatya’ya intikal ettirilmiştir. R/V Nautilus araştırma gemisi ve TCG İnebolu gemisi vasıtasıyla uçağa ait parçaların denizden çıkarılması çalışmalarına koordineli bir şekilde devam edilmektedir.” Öte yandan, Milliyet’in aldığı bilgilere göre, uçağın denizden çıkarılan parçalarının ve pilotların naaşlarının tespitinden sonra Ankara’da yapılan ilk değerlendirmelerde, Türk jetinin bin 200 kilometreyi aşkın bir süratle giderken füze tarafından vurulduğu, uçaksavar tarafından vurulmasının imkansız olduğu belirtiliyor. Uçağın yüksek süratli olması nedeniyle füzenin de etkisiyle çok hızlı spin (dönerek savrulma) ettiği tahmin ediliyor. Bu spinin etkisiyle deniz yüzeyinde bulunan uçuş botları, kasklar, kuyruk ve kanat parçaları ile pencerelerin uçak denize düşmeden fırlamış olduğu kaydediliyor. Pilotların da bulunduğu ana gövdenin ise süratle deniz dibine doğru düştüğü sanılıyor.

Metal testine girecek 

Yetkililer, naaşların ana gövdenin yaklaşık 0,6 mil ötesinde bulunduğunu, TCG Çeşme’nin yaptığı tespitin ardından bölgeye intikal eden R/V Nautilus’un çıkarma işlemini gerçekleştirdiğini belirtti. Uçağın parçalarının tamamı çıkarıldıktan sonra, parçalar “metal testi” olarak da bilinen bir teste tabi tutulacak. Yetkililer, uçağı vuran cismin vurduğu yerde “parmak izi”ne benzer bir iz bıraktığına dikkati çekerek, testin ardından uçağın ne tarafından vurulduğunun da resmi olarak kesinleşeceğine işaret etti.


HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.