Mustafa Özyıldız

Mustafa Özyıldız

EREĞLİ’DE DEĞİŞİM VİLAYETLİK VE  BİR ÖNERİ

Değişim insanoğlunu her daim korkutmuştur, çünkü içinde hep riskler barındırır. Dolayısıyla Ereğli’de bazı çevrelerin değişime direnmesini anlamak mümkündür. Ancak Ereğli’deki direnç diğer yerlerde gördüğümüz ‘değişime cesaret edememenin çok ötesinde. Karşımızda örgütlü ve bilinçli bir gelişimi engelleme kampanyası var. Bu kişiler, kentimiz tabiriyle ‘istemezükçüler’, Ereğlilinin kalkınacağını, gelişeceğini bilseler de değişmesini istemiyorlar, mikro milliyetçilik,bölgecilik,siyaset yaklaşımını yasam felsefesi haline getirmişler değişim direncinin en önemli sebebi birilerinin Ereğli’yi hala bir emekli yeri kırsal kültürün hakim olduğu kent olarak görmesi mi yoksa başka bir şey mi acaba bilemiyoruz, kentin bir tarım ve emekli kenti olduğunu ve kimsenin çalışmak istemediğini söylerken rölantide çalışmayı hayat şekli olarak seçmiş kişilerinde değişime engel olduğu tespitinde bulunalım.
Hayvancılık sektöründe Afganlılar, tarım üretiminde güneydoğudan gelen mevsimlik işçiler ve Suriyeli işçiler etkin ve bu iki sektör  şehirde  artık ana sektör olmuş , sanayileşme yönüyle süt işleme endüstrisi dışında  birkaç bin işçi çalıştıran büyük ölçekli tesis yok Karamana günlük servislerle lise ve denge okulu mezunu giden işçi sayısı bir hayli fazla Aksaray’a da bu gidişle yakında günübirlik servislerle işçi gidecek görünmektedir . Karaman ve Aksaray’ın fabrikası sayısı son 20 yılda Ereğli ile kıyaslanmayacak ölçüde artmıştır.Üniversite bitirmiş gençler kamuda yada başka kentlerde iş arar durumdadırlar. Bugün kentte yaşayan gençler dışındaki önemli bir kesim emekli ya da kafadan kendilerini emekli ilan etmiş kitleler, rölantide çalışmayı,gizli issizliği hayat şekli olarak seçmiş, hatta bunu yaşam felsefesi haline getirmişlerçalıştıkları yerlerde işlerini savsaklayarak günsayıyorlar,Yaşları genç de olsa onlara göre aylak aylak dolaşmak bir mana taşımakta demek ki! Dolayısıyla bu tarz kişiler şehri hareketlendirecek her şeye karşılar. Meydanlarda, Gazetelerde, kahvelerde sokaklarda pek çok yerde asıl gürültüyü çıkaranlar da bunlar zaten. Kırık dökük de olsa bazen kent neden, niçinilerlememekte, gelişmemekte diye de sormaktalar.
Yeni projeler, yeni teklifler ve daha çok çalışmak, daha çok gelişmek hiç de cazip gelmiyor. Bu kişilerden bazıları ise bahçesinde domates yetiştirmekle, kiraz ağacı gölgesinde ya da balkonunda çay içmekle meşgul, yaşananlara kulak bile vermiyor. Emekli deyip geçmeyin, ilçe merkezinde yaş ortalaması 40 ı aşıyor ve bazılarımız artık çalışmak istemiyor. Daha doğrusu zora gelmek istemiyor. 

Ne yazık ki yukarıda saydığımız grup siyasette de karşılık buluyor. Örgütlü oyları sayesinde siyasiler tarafından önemseniyorlar. Böylece gelişmeme felsefeleri siyasi bir hareketin temel ideolojisi haline dönüşebiliyor.
Ancak Türkiye gelişiyor, değişiyor.
Ne var ki gelişme engellenemez. Gelişme insanoğlunun yaşamındaki belki de tek değişmez gerçektir. Bu nedenle çabalar beyhude. ‘İstemezükçüler’ i,  daha doğrusu geride kalmayı tercih edeni, geride olmayı bizzat hayatın kendisi tasfiye eder.
Gelelim vilayetlik meselesine. Her Ereğlilinin dün olduğu gibi bugünde yüreğinde bir sevdadır.
Ereğli’nin il olma arzusunun mazisi bir asır öncesinden başlamıştır.Ereğli’nin il olması ile ilgili ilk girişim 1889 -1890’larda Konya Valisi daha sonra Sadrazam olan Said Paşa’nın Ereğli’yi ziyareti ve Ereğli’yi çok beğenerek Padişaha Ereğli’nin vilayet olmasını teklif etmesi ile başlar ancak dönemin karışık ortamında konu göz ardı edilir.
İkinci teşebbüs ise 1901-1906 yılları arasında Ereğli’de Kaymakamlık yapan Şükrü Efendi zamanında yapılır fakat netice alınamaz.1956 yılında merhum Adnan Menderes ve Celal Bayar Ayrancı Barajının açılış töreninde Ereğli’ye il sözü vermişlerdir.  O dönemde yeniden umutlar yeşermiş gibi görünür.
1960’a kadar Şahabettin SAYIN ve Faruk Sükan başkanlığında heyetler Ankara’ya gidip gelmişler ancak netice alınamamıştır. 1994 yılında bölge mebusu Hasan AVŞAR önderliğindeki heyette Ankara’ya gitmiş fakat eli yine boş dönmüştür.
ANAP Hükümetleri döneminde Ereğli’ye il sözü verilmiş sonuca epey yaklaşılmış hatta konu ‘’Verin Aliyi Alın Valiyi ‘’ noktasına kadar gelmiş fakat Işın CELEBİ faktörü ve Karaman’ın oy oranlarının seçimlerde Ereğli’ye göre yüksek olması ibrenin Karaman’a dönmesine sebebiyet vermiş, Karaman il olmuştur, Sonuçta Ereğlililerinde dikkatsizliğininve lobinin yetersiz kalmasının etkisiyle gayretler boşa gitmiş,  bir tarihi fırsatta kaçmıştır.
Daha sonra, 21 dönem Konya Milletvekili Hüseyin ARI ve sonraki dönemlerde muhalefet partileri bazı milletvekillerince Ereğli’nin il olması hakkında birkaç kez kanun teklifi verilmiş isede sonuç alınamamıştır.
50 yılı bulan bu haklı bekleyiş ve girişimlerin başarısızlıkla sonuçlanması farklı fikirleri, önerileri ortaya çıkarmıştır.
2014 yılında Ereğlili hemşerimiz, Akademisyen, mühendis Turgut Tüfekçibugünde güncel olma özeliğini taşıyan ve aşağıdaki sebep sonuç yönleriyle ele alınmış öneriyi Mustafa Nadi Taşcıoğlu ve benimde bulunduğum bir toplantıda Ereğli kamuoyuna sundu. Aşağıdaki öneriyle Ereğli’nin halk oylaması ile Niğde iline bağlanması teklif edilmekte idi.
Ereğli Niğde’ye bağlanırsa ne olur?
 Yeni teşvik paketiyle birlikte Ereğli’nin Konya’dan ayrılıp Niğde’ye bağlanmasının her yönü ile tartışılmasını önermekteyim.Önce, nereden nereye geldiğimizi inceleyelim.
Ereğli 1962’de 25 000 nüfuslu, 2500 işçisi olan Bez Fabrikasına sahip, meyve ve diğer tarım üretimi ile zengin bir endüstri şehri idi. Konya ise 100 000 nüfuslu, birkaç yüz işçisi (o da geçici) olan Şeker Fabrikasına ve 3-4 un fabrikasına sahip bir şehirdi. Ereğli sosyoekonomik açıdan Konya’dan daha gelişmiş bir yerdi.
2012’de, ise Konya 1 050 000 nüfusu ile Türkiye’nin önde gelen endüstri merkezlerinden biri olmuş, Ereğli ise 100 000 nüfuslu, katma değeri çok düşük süt işletmeleri ve 50 personelli bez fabrikası dışında endüstrisi olmayan, meyve bahçeleri kurumuş, insanları komşu şehirlere otobüslerle çalışmaya giden bir fakir bir şehir haline gelmiştir.
Sosyoekonomik açıdan Konya’nın çok çok gerisine düşmüştür. Geçtiğimiz 50 yılda Ereğli gerilemiş, Konya ise çok gelişmiştir.Konya’ya bağlı olmak Ereğli’ye bir şey getirmemiş ama Ereğli’den çok şey götürmüştür.Bu acı tespiti yaptıktan sonra, yeni teşvik paketi çerçevesinde Niğde’ye bağlanmak “Ereğli’ye ne getirir, Ereğli’den ne götürür” ü inceleyelim:
1.Ekonomik Açıdan
Geçen Perşembe günü açıklanan 6 bölgeli yeni teşvik paketinde Niğde 5. Bölgeye (teşvik açısından 2. avantajlı), Konya 2. Bölgeye (teşvik açısından 5. avantajlı), Karaman ise 3. Bölgeye (teşvik açısından 4. avantajlı) alınmıştır. Teşvik bakımından en avantajlı olan 6. Bölgenin tamamı güney doğu bölgesindedir. Bu durumda:
•Konya’ ya bağlı kalmamız halinde Ereğli’de yeni yatırım yapılmayacak, hatta mevcut yatırımlar Niğde İli sınırları içine taşınacaktır.
•Niğde’ye bağlanmamız halinde Ereğli yatırım açısından Türkiye’deki en cazip yerlerinden biri olacak ve eski günlerine kavuşacaktır. Ayrıca Karaman’ da yapılması plânlanmış yatırımlar Ereğli-Ayrancı sınırına kayacak, hatta Karaman’ deki mevcut yatırımlar, teşvik de, işçi de Ereğli’de olduğundan, Ayrancı-Ereğli sınırına taşınmayı düşünecektir.
•Halkapınar ve Emirgazi coğrafi bakımdan doğal olarak Ereğli ile birlikte Niğde’ye bağlanacağından zaten Ereğli’nin elde edeceği avantajları elde edecektir.
Sonuç olarak şehrimizin Niğde’ye bağlanması Ereğli’ye olduğu kadar Ayrancı’ya da yararlı olacaktır.Ayrıca, Ayrancı’nın da Niğde’ye bağlanması da düşünülmelidir.
2. Kararlarda Etkilik Açısında
Ereğli+Halkapınar+ Emirgazi’nin toplam nüfusu 150 000’dir.
 Bu nüfus Konya İlitoplam nüfusunun (2 015 000) sadece %7’sidir. Şehrimizin, Niğde’ye bağlanması halinde Niğde İli toplam nüfusu 488 000 olacak ve il nüfusunun %31 Ereğlili olacaktır.
•Konya’ ya bağlı kalmamız halinde, alınan kararlarda, gerek bürokratlar, gerekse seçilmişler üzerinde, bugüne kadar olduğu gibi, etkimiz-ağırlığımız olmayacaktır.
•Niğde’ye bağlanmamız halinde alınan kararlarda, bürokratlar ve seçilmişler üzerinde çok büyük etkimiz-ağırlığımız olacaktır.
3. Kültürel Bağlar
Ereğli kültürünün, Konya kültürü ile bir yakınlığı yoktur. Bunu Konya’ da yaşamış tüm Ereğlililer bilirler. Katıldığım çeşitli toplantılarda Ereğli Kültürünün Konya Kültüründen tamamen farklı olduğunu gördüm. Ereğli kültürel olarak da Niğde’ye Konya’dan daha yakındır.
4. Kimlik
Biz “Ereğliliyiz”. Şimdiye kadar “Konyalıyım” demedim, çevremde de “Konyalıyım” diyen hemşerime rastlamadım. Kimliğimiz, bağlı olduğumuz il ile değişmeyecek, nasıl “Konyalı” değilsek, “Niğdeli” de olmayacağız.
5. Duygusal Faktörler
Niğde 1849’dan beri il merkezidir (Osmanlı zamanında sancak). Yani, Konya gibi eski bir il merkezidir; Ereğli’nin vaktiyle il olmak için yarıştığı (ve yarışı haksız bir şekilde kaybettiği) yeni bir il merkezi değildir. Niğde’ ye bağlanmak duygusal açıdan rahatsız edici değildir. Öte yandan il merkezi ile eş-seviyede bir ilçe olacağımızdan, Konya’nın itilmiş-kakılmış ve fakir ilçesi ezikliliğinden kurtulup,  İskenderun, Bandırma gibi, bağlı olduğu il kadar önemli bir ilçe olmanın gururuna sahip olacağız. Özetle, Niğde’ye bağlanmak duygusal açıdan da olumlu etki sağlayacaktır.
6. İl Merkezine Uzaklık
Niğde Ereğli’ye Konya’dan çok daha yakındır. Bu da il merkezinde yapılması gereken işler açısından kolaylık ve avantaj getirecektir.
7. Üniversite ve Diğer Eğitim Kurumları
Yeni teşvik paketi eğitim kurumlarına da büyük teşvikler getirmektedir, Niğde’ ye bağlanılması halinde Konya ve Karaman’a yapılması planlanan özel eğitim yatırımlarının bir bölümü de Ereğli’ye kayabilir. Bu ise Ereğli’ye ekonomik katkı sağladığı gibi müstakbel “Ereğli Üniversitesi”nin oluşumunu kolaylaştırır. Mesela, başka sebeplerle olmakla beraber, Işık Üniversitesi Şile gibi 10 000 nüfuslu bir ilçeye kurulmuştur.
8. Madencilik
Pakette madenciliğe büyük teşvikler vardır. Niğde’ye bağlanmamız halinde madencilik sektörümüzde daha fazla teşvik alacaktır.
9. İl Olma İhtimali
Elbette ana hedefimiz il olmaktır; ancak bugün için gerçekleştirilmesi çok zor gözükmektedir ve Ereğli Konya’ ya bağlı olduğu sürece ekonomik olarak giderek fakirleşeceğinden il olma ihtimali daha da azalacaktır. Niğde’ye bağlanmamız halinde, Ereğli yeni yatırımlarla ekonomik olarak gelişeceğinden ve sosyal olarak zaten gelişmiş bir yer olduğundan il olma ihtimali artacaktır.
10. Sonuç
Yukarıdaki analiz Ereğli’nin Niğde’ye bağlanmasının Ereğli’ye çok şey getireceğini ve Ereğli’den bir şey götürmeyeceğini göstermektedir.
Ereğli’nin eline tarihi bir fırsat geçmiştir ve önümüzde bir yol ayırımı vardır; 50 yıldır Ereğli’nin gerilemesine yol açan ve gelecekte de daha fakirleşmesine sebep olacak bu yoldan ayrılmalı ve Niğde’ye bağlanmalıyız.
Tüm Ereğlililere (Merkez+Emirgazi+Halkapınar+Ayrancı) yararlı olacak bu tercihin gerçekleşmesi için başta politikacılar olmak üzere tüm hemşerilerimiz (hangi siyasi görüşten, hangi yöreden olursa olsun) hep birlikte ellerinden geleni yapmalıdır.
Ereğli’nin Kurtuluşu (Merkez+Emirgazi+Halkapınar+Ayrancı) Niğde’ye bağlanmaktan geçer
Selamlarımla,
Prof.Dr.Turgut Tüfekçi
İTÜ Elektrik Fak.
Bugünde  vilayet olamadığımız için teklif geçerliliğini koruyor. İl ola isteğimiz gerçekleşemeyecek ise şehrin kalkınmasına, gelişmesine, endüstrileşmesine ivme kazandırabilecek nitelikteki bu farklı teklifi bir daha hatırlatmak istedik,  karar hemşerilerimizin ve siyasetin...
Mustafa Özyıldız-ANKARA


Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.